KitaplığımMüfredatKamplarKahootKanallarımız
Üye Girişi →
  • Hakka adanmis bir hayat

    Hakka adanmis bir hayat

    Fikret Kaplan

    İnanan insanlar üzerine atılan cahil, geri kalmış, dünyayla entegre olmayan olumsuz imajı, Bahçıvan, başlattığı Hizmetle bizzat düzeltti, temize çıkardı. Gerçek Müslümanın bir karıncayı bile incitmeyecek hassasiyete sahip olduğunu Hazreti Muhammed Aleyhissalatü Vesselam’ın şahsında bütün dünyaya ilan etti. Müslümanların herhangi bir korku ve önyargıya kapılmadan modern dünyayla her türlü bütünleşmeyi başarabileceği bir model gösterdi. İslâm’ın moderniteyle ve bilimle hiçbir probleminin olmadığını kendisinden örneklerle ortaya koydu. Hedefsiz, gayesiz ve ufuksuz yaşayan gençliğe bir ufuk kazandırdı. Batı’ya İslâm’ın müspet ve gerçek taraflarını gösterecek, küreselleşmeye katkıda bulunacak ve dünyanın her köşesindeki insanlarla temasa geçecek, son derece eğitimli ve sorumluluk sahibi, küresel bir ufka sahip ‘Altın bir nesil’ yetiştirdi. Bahçıvan’ın fedakârlıkları dilden dile, gönülden gönüle hep dolaşıyor…Peki neydi bu ruh hali? Buhranlar içinde kıvranan nesillere çok yüce hedefler gösteren ve o istikamette motivelerini artırıp aşkla şevkle onları insanlığa hizmete yönlendiren Fethullah Gülen Hocaefendi kimdi?

  • Hocaanne

    Hocaanne

    Şemsinur Özdemir

    Refia Hanım, sadece M. Fethullah Gülen Hocaefendi gibi bir âlimin annesi olması yönüyle değil, inandığı gibi yaşama ve yaşatma gayretlerinden dolayı kendi başına tanınmayı hak eden bir karakterdi. Anne babasının özenerek yetiştirdiği, Osmanlı Devleti’nin son dönemi ve Kurtuluş savaşı yıllarının mahrumiyet ortamına göre iyi bir eğitim ve terbiye verdiği Refia Hanım, evlenip geldiği Korucuk Köyü’nün ‘büyük ablası’ olmuştu. Ailenin ‘büyük gelini’, evlatlarının ve torunlarının ‘ana’sıydı. Yaşadığı köylerde Kur’an ve dini hayat dersleri verdiği talebelerinin ‘hoca’sı; 1970’li yıllardan itibaren de Hizmet Hareketi’nin gönüllü hanımlarının tespitiyle artık herkesin ‘Hocaanne’siydi.

  • Hz. Aişe - Mü'minlerin en Mümtaz Annesi

    Hz. Aişe - Mü'minlerin en Mümtaz Annesi

    Dr. Reşit Haylamaz

    Âişe Validemiz’in annelerimiz arasındaki konu- mu çok farklıdır; zira o, din adına hizmet etmeye ihtiyaç duyulan Medîne yıllarında, Resûlullah’ın yanında yer alan husûsî bir vezirdir ve bu yönüyle o, Medîne döneminde akla gelen ilk isimdir. Husûsî bir donanıma sahiptir ve Allah ona, misyonunu eda adına müthiş bir zekâ lutfetmiştir. Duyduğunu ol- duğu gibi kabullenmeyen, onu Kur’ân ve Sünnet’in kıstaslarına göre sorgulayan bir fıtratı vardır. Kulağı vahiyde, gözü ise istikbaldedir. Ayaklarını sapasağ- lam bastığı yerde o, Saâdet Asrı ile istikbali birbiri- ne bağlayan muhteşem bir köprü gibi durmaktadır. Onun bulunduğu yerde ayrı bir canlılık vardır; atmosferine girenler, vahyin insibağıyla boyan- dıklarını hisseder, Resûlullah’ı (sallallahu aleyhi ve sellem) ziyaret etmişcesine bir heyecan ve canlılıkla geri dönerlerdi. Dün olduğu gibi bugün de yerini belirleyeme- yenlerin Annemiz üzerinden dine dil uzatmaya çalıştığı bir dönemi, maalesef yine yaşıyoruz. Zi- hinlerin kirli, bakışların bulanık ve kitlelerin de muhâkemesizliğin kurbanı olduğu böyle bir dö- nemde “Âişe Validemiz”, ehl-i insaf ve vicdanı yeni- den sırat-ı mustakîme davet ediyor. Elinizdeki bu kitabın, sözü edilen dave

  • Hz. Ebubekir (ra)

    Hz. Ebubekir (ra)

    Dr. Reşit Haylamaz

    Biz sadakati ondan öğrendik. Bir Peygamber’e dost olmanın ne bedeller ve güzellikler sunduğunu… “Biz cömertliği ondan öğrendik. Koca bir servetin yeri gelince hakikati duyurmak için göz kırpmadan feda edilebileceğini… Biz dostluğu ondan öğrendik. Canı pahasına, Allah’ın elçisine tehlikeli bir yolda eşlik edip O’nun için kendini yılanlara karşı siper edilebileceğini… Ondan öğrendik. Hz. Ebubekir, neden Efendimiz’in en yakın dostuydu, merak ediyor musunuz? O halde onu anlatan bir kitabı okumanın vakti gelmiş demektir.

  • Kısa Surelerin Tefsiri

    Kısa Surelerin Tefsiri

    Prof. Dr. Davut Aydüz

    Bu çalışmada Fâtiha Sûresi ve Duhâ Sûresi’nden Nâs Sûresi’ne kadar olan kısa sûreler tefsîr edilmeye çalışılmıştır. Âyetlerin açıklanmasında Taberî, Zemahşerî, Râzî, Kurtûbî, Nesefî, İbn Kesîr, Suyûtî, Âlûsî, Elmalılı, Seyyid Kutub, Sâbûnî, Süleyman Ateş, Hayrettin Karaman ve arkadaşlarının yazmış olduğu tefsirlerden istifade edilmiştir. Mezkûr tefsirlerden istifade edildiği için her defasında dipnotta bu tefsirler zikredilmemiştir. Zikredildiğinde de cilt ve sayfa numarası verilmemiştir çünkü cilt ve sayfa baskıdan baskıya değişmektedir. Yalnız hadislerin ve sebeb‐i nüzûl haberlerinin kaynakları verilmeye çalışılmıştır. Kitabın sonunda yer alan Muavvizeteyn hakkında ise kaynaklar tamamen verilmiştir. Âyetlerin meâlleri verilirken de Prof. Dr. Suat Yıldırım Bey’in Kur’ân-ı Hakîm ve Açıklamalı Meâli’nden istifade edilmiştir.

  • Şefkat Günesi (sav)

    Şefkat Günesi (sav)

    Resit Haylamaz

    Bu iş, teoriden ibaret değil; uygulaması ortada! Demek ki olabiliyor! Bu işin nasıl gerçekleştiği aşikâr, metodu da belli! Öyleyse bundan sonrası size emanet; alın bu davayı, yeryüzünde hiçbir ev hiçbir çadır kalmayıncaya kadar dünyanın her yerine siz taşıyın!” Allah Resulü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) Arafat’ta verdiği bu mesajı pek iyi kavrayan ashâbı dünyanın dört bir yanına dağıldı. Bugün nerede onun adına bir hareketlilik varsa, o gün oralara kadar giden sahabenin bereketidir! Bu yol, Peygamber ve ashabının yoludur; En katı kalpleri bile ısıtan Şefkat Güneşi’nin emanetidir! Hedefi, her gönle girmektir; Gönüller fethi ancak bu yolla mümkündür! Nasıl yürüneceğini gösteren O’dur; Mücerrebdir! Ancak sabır.. metanet.. fedakârlık.. îsâr.. sebat ister! Peygamberlerin yürüdüğü şehrahtır; Meyvesi, rahmet-i Rahman ve dar-ı cinân; Kût-u gıdâsı, sohbet-i cânân; Neticesi, makbûl-ü ins ü cândır! Bu yolun yolcularına binler selâm

  • Küçük Sözler

    Küçük Sözler

    Bediüzzaman Said Nursi (ra)

    KÜÇÜK SÖZLER (ORTA BOY) Risale-i Nur Külliyatından Sözler kitabından bazı kısımları içeren kıymettar bir eserdir. Sözler’in tamamı 33 bölümden oluşmaktadır, Küçük Sözler’de bunlardan 10 tanesi yer almaktadır. Birinci Söz: بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ ‘in çok esrar-ı mühimmesinden bir sırrını güzel bir temsil ile tefsir eder. Ve “Bismillah” ne kadar kıymettar bir şeair-i İslâmiye olduğunu gösteriyor. İkinci Söz: اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ mealinde ve iman hakkındaki âyetlerin mühim bir sırrını, gayet makul bir temsil ile tefsir eder. Üçüncü Söz: يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا âyetinin mealinde ve ubudiyet hakkındaki âyetlerin mühim bir hakikatini, mantıkî bir temsil ile tefsir ediyor. Dördüncü Söz: اِنَّ الصَّلٰوةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِن۪ينَ كِتَابًا مَوْقُوتًا âyetinin mealinde ve namaz hakkındaki âyetlerin mühim bir sırrını, gayet makul ve mantıkî bir temsil ile tefsir ediyor. Zerre miktar insafı bulunanı teslime mecbur ediyor. Beşinci Söz: اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الَّذ۪ينَ اتَّقَوْا وَالَّذ۪ينَ هُمْ مُحْسِنُونَ âyetinin mealinde ve takva ve ubudiyet hakkındaki âyetlerin ve vazife-i ubudiyet ve takvanın mühim bir sırrını gayet güzel bir temsil ile tefsir ediyor. O tefsir herkesi ikna ediyor. Altıncı Söz: اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ âyetinin mealinde ve nefis ve malını Cenab-ı Hakk’a satmak hakkındaki âyetlerin gayet mühim bir sırrını tefsir etmekle beraber, nefis ve malını Cenab-ı Hakk’a satanların beş derece kâr içinde kâr ve satmayanların beş derece hasaret içinde hasaret kazandıklarını, gayet mukni bir temsil ile tefsir ediyor. Hakikate karşı mühim bir kapı açıyor. Yedinci Söz: يُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَ الْيَوْمِ الْاٰخِرِ ۝ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللّٰهِ الْغَرُورُ âyetinin mealinde ve “İman-ı Billah ve’l-yevmi’l-âhir” ve hayat-ı dünyeviye hakkındaki âyetlerin mühim bir sırrını gayet makul bir temsil ile tefsir etmekle beraber, ehl-i gaflet hakkında dünyanın ne kadar dehşetli; ve mevt ve ecel, ne kadar müthiş; ve acz ve fakr, ne kadar elîm olduğunu ve ehl-i hidayet hakkında hayat-ı dünyeviyenin içyüzü, ne kadar güzel; ve kabir ve ecel ve acz ve fakr, nasıl birer vesile-i saadet bulunduğunu gayet kat’î bir tarz ile ispat eder. Saadet-i dâreyne giden yolu gösterir. Sekizinci Söz: اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الْحَىُّ الْقَيُّومُ ve اِنَّ الدّ۪ينَ عِنْدَ اللّٰهِ الْاِسْلَامُ âyetlerinin mealinde mahiyet-i dünya ve dünyada mahiyet-i insan ve insanda mahiyet-i din hakkındaki âyâtın mühim bir sırrını (Suhuf‑u İbrahim’de aslı bulunan) güzel ve parlak bir temsil ile tefsir etmekle beraber, dünyanın mahiyetini ve dünyadaki ruh‑u insanı ve insandaki dinin kıymetini göstermekle beraber, dinsiz insan en bedbaht mahluk olduğunu ispat etmekle ve şu âlemin tılsımını açan ve ruh‑u beşeri zulümattan kurtarmak çarelerini göstermekle beraber, gayet latîf ve güzel bir muvazene ile fâsık olan bedbaht adamın müthiş vaziyetini, salih olan bahtiyar adamın saadetli vaziyetini gösteriyor. Dokuzuncu Söz: فَسُبْحَانَ اللّٰهِ ح۪ينَ تُمْسُونَ وَح۪ينَ تُصْبِحُونَ ۝ وَلَهُ الْحَمْدُ فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَعَشِيًّا وَح۪ينَ تُظْهِرُونَ âyetinin mealinde ve beş vakit namaz hakkındaki âyâtın gayet mühim bir sırrını beş nükte ile tefsir etmekle beraber, malûm olan beş vakit namazın o vakitlere hikmet-i tahsisini o kadar güzel ve şirin bir tarzda beyan ediyor ki zerre miktar şuuru bulunan bir insan, bu cazibedar hikmet ve parlak hakikate karşı teslime mecbur olur. Ve cesed-i insan havaya, suya, gıdaya muhtaç olduğu gibi ruh‑u insan da namaza muhtaç bulunduğunu gayet kat’î bir surette beyan eder. Yirmi Birinci Söz’ün Birinci Makamı: Namazın o kadar güzel bir tarzda kıymetini ve faydasını gösterir ki en tembel ve en fâsık adama dahi namaza karşı bir iştiyak verir ve gayrete getirir.

  • Gençlik Rehberi

    Gençlik Rehberi

    Bediüzzaman Said Nursi (ra)

    "Gençlik hiç şüphe yok ki gidecek" der Bediüzzaman ve ekler: "Yaz güze ve kışa yer vermesi; gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde, gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek." Peki nice hayallere beşiklik eden, ömrün bu tatlı mevsimini ve sahip olunan güzellikleri sonsuz kılmanın bir çaresi yok mu? Elbette var! * Madem her güzel, güzelliğini sever ve elinden geldiği kadar muhafaza etmek ister ve bozulmasını istemez... * Eğer o fâni ve geçici gençliğini iffetle hayrata istikamet dairesinde sarf etse, onunla ebedî, bâki bir gençliği kazanacağını bütün semâvî fermanlar müjde veriyorlar... * Eğer o güzelin zerre miktar aklı varsa, bu güzel ve parlak ve ebedî neticeyi elinden kaçırmayacak... (Bediüzzaman) Risale-i Nur'dan Gençlik Rehberi, zaman ihtiyarladıkça gençleşen Kur'an'ın hakikatleri ışığında ebedî bir gençlik kazanmanın yolunu gösteriyor.

  • Sorularla Açılan Kapılar 2

    Sorularla Açılan Kapılar 2

    Muhittin Küçük

    • Allah, milyonlarca melek kendisine ibadet edip dururken insanı niçin yaratmış? • Şeytan hiç iyilik yapmış mıdır? • Allah, neden insanların kalbine imanı doğrudan yerleştirmeyip de onları imtihandan geçiriyor ve bunun sonucunda bir kısmını cehenneme atıyor? • Öğrenci olarak derslerimizden dolayı ibadet etmeye zaman ayıramayabiliyoruz, ne yapmamız gerekli? • Dünyada nelerle imtihan oluyoruz? • Cinler insanların hayatına müdahale edebilirler mi? Edebilirlerse bunu insan kılığına girerek mi yaparlar? • “Hidayet Allah’tandır.” deniyor. Öyle ise bizim günahlardan kaçınmamızın ve hayır yolundaki çabamızın ne anlamı var? • Şeytan neye benzer, dünyada hiç görülmüş mü? Onun şerrinden nasıl korunabiliriz? • Allah kimleri hidayet eder, kimleri hidayete erdirmez? • Bazıları, “Allah bizi, bize sormadan yaratmış ve yanlış yapanları da cezalandıracak. Belki ben insan olmak istemiyordum. Öyle ise benim suçum ne?” diye soruyor. Bunlara nasıl cevap verebiliriz? • Anne ve babamız istemediği için oruç tutmasak sorumlu olur muyuz? • Dinimizi çok seviyoruz, fakat bazen istemeden aklımızdan kötü düşünceler geçiyor ve buna engel olamıyoruz. Bu günaha girer mi?

  • Mümin kimdir?

    Mümin kimdir?

    Selcuk Camci

    -Mümin, Allah'a derin bir inançla bağlıdır. Öyle ki yaptığı ibadetlerle âdeta gözünün önünde bir cennet inşa ediliyormuş gibi olabiliyor. Mümin, tam anlamıyla mütevazı bir kültürdür. Hayatın hem mutlu hem de acı anları karşısında sabırla ve şükürle hareket eder. Saygının sembolüdür. Mümin, geçimli ve uyumlu bir insandır, herkes onunla dost ve arkadaş olmak ister. Etrafına her zaman fayda sağlar. Günün savcısı, diğerlerinin ise avukatıdır. Az yer, az içer, az uyur. İnsanlar onun yanında kendilerini güvende hissederler. Belki aldanabilir ama asla almazsınız. Müslümanların, kardeşlerinin dertlerine ve sevinçlerine ortak olur. Bununla eğlenmek iyi bir fikir. Ağzı bozuk değildir, lanet okumaz ve aynı arıza iki kere yapılmaz. Mümin, denge insanıdır. Estetik anlayışına sahip-tir ve güvenin lideridir. Başkalarının aşınmalarını gizler, kusurlarını ihmal etmez gelir ve hoş görülmelidir. Kendi kusurlarının olup olmadığının bilinmesi onları etkilemeye çalışır. Tüm işler cumadır ve bütünün iyilikle devam ediyor. Susması düşüncelidir, konuşması hikmettir.

  • Sonsuz Nur 2

    Sonsuz Nur 2

    M. Fethullah Gülen

    Yıllardan beri binlerce defa yer değiştirenler; yer değiştirip kendilerine tutunacak bir dal arayanlar; o sistemden bu sisteme, o ekolden öbür ekole koşuşup duranlar, bütün bu çırpınıp durmaların fiyasko ile neticelendiğini görüyor ve şimdiye kadar hiç fiyasko görmemis Hz. Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem) mektebine koşuyorlar. İnsanların gönüllerini coşturacak kadar o gönüllere fer veren Efendiler Efendisi'ni acaba kendi kıymeti ölçüsünde anlatabildik mi?.. Hayır! Eğer beşeriyet O'nu tanısaydı, O'nun için mecnun olur, yollara düşerdi; ruhları O'nun yâd-ı cemîli sarınca burnunun direği sızlar ve gözleri yaşlarla dolardı, dolardı da, O'nun pâk semtine, peygamberlik dünyasına, tertemiz iklimine girebilmek için ürperir, O'nun aşkının ateşiyle yanan kalbinin küllerine hayat gelsin diye rüzgârın önüne katılır ve hep oraya doğru sürüklenirdi... Akıl ve havsalamız alsa da almasa da, sineler O Sem'a'ya, O Güneş'e pervanedir, çok yakın bir gelecekte, şimdiye kadar bir türlü O'na koşamayıp da kış sinekleri gibi takılıp yolda kalan derbeder ve perişan akıllar, yolda kalışlarına pişman olacak ve ellerini dizlerine vurarak: "Biz niye pervane olup O'na koşmadık?" diyeceklerdir. O zaman belki de birçoğu için her şey bitmiş olacak...

  • İhlas Risalesi

    İhlas Risalesi

    Bediuzzaman Said Nursi

    Amelinizde rıza-yı ilahi olmalı. Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabuletse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktanve kabul ettikten sonra isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız hâlde, halklara da kabul ettirir; onları da razı eder. Onun için bu hizmette doğrudan doğruya yalnız Cenab-ı Hakk’ın rızasını esas maksat yapmak gerektir. Bediuzzaman Said Nursi Bu dünyada, hususan uhrevi hizmetlerde en mühim bir esas, en büyük bir kuvvet, en makbul birşefaatçi, en metin bir nokta-i istinat, en kısa birtarik-i hakikat, en makbul bir dua-yı manevi, en kerametli bir vesile-i makasıd, en yüksek bir haslet,en safi bir ubudiyet “ihlas”tır. *** Bütün kuvvetinizi ihlasta ve hakta bilmelisiniz. Evet, kuvvet haktadır ve ihlastadır. Haksızlar dahi, haksızlıkları içinde gösterdikleri ihlas ve samimiyet yüzünden kuvvet kazanıyorlar.

  • 100 Soruda Ahiret Hayatı

    100 Soruda Ahiret Hayatı

    Osman Oral

    Dünya bir sona doğru başını alıp gitmekte, âhiret ise koşarak bize doğru gelmektedir. İnsanlar arasında dünyanın da âhiretin de talipleri vardır. Bugün iş günü, yarın iş yok, hesap günüdür. Geleceğini düşünen akıllı insana düşen görev; dünyada tıpkı bir garip veya yolcu gibi olmak, zevkleri bıçak gibi kesen ölümü çok hatırlamak, ölümden sonrası için hazırlık yapan zeki bir insan olmaktır.

  • Adanmışların Vasıfları

    Adanmışların Vasıfları

    İbrahim Özübüyük

    Hizmet İnsanının Portresi Adanmışların Vasıfları (Gençliğin El Kitabı - 3 )

  • Niçin İbadet Etmeliyiz?

    Niçin İbadet Etmeliyiz?

    M. Fettah Resuloğlu

    * İman Esasları * Temel İlmihâl Bilgileri * Niçin Kur 'ân Okumalıyız? * Niçin İbadet Etmeliyiz? * Nasıl Namaz Kılmalıyız? * Efendimizin Ahlâkı ve Kulluğu * Sahabenin Peygamber Sevgisi * Âlim, Veli/Evliya, Müctehid, Müceddid ve Kulluk Hayatları

  • 1984

    1984

    George Orwell

    “Savaş Barıştır Özgürlük Köleliktir Cehalet Güçtür.” Ne geçmişin ne geleceğin var olduğu, tüm olayların sonsuz bir “şimdi”de yaşandığı totaliter bir yönetim. Her şeyin izlendiği ve kontrol altında tutulduğu böylesi bir dünyada, yapılacak tüm planlar sadece ve sadece Parti ve “Büyük Birader” üzerine kurulu... George Orwell, başlangıçtan bitişine herkesi gerçekliğine ikna edecek, kusursuz bir metin inşa ediyor. Yirminci yüzyılın en önemli romanlarından 1984, neredeyse bir türe adını verecek güçte bir distopya...

  • Never Let Me Go

    Never Let Me Go

    Kazuo Ishiguro

    Yatili okul Hailsham'in ögrencileri, bahçe duvarinin arkasindaki karanlik ormandan çok korkarlar. Hafta sonlari veya tatillerde evlerine gitmez., Hailsham'dan önceki yasamlarini hatirlamazlar. Dis dünyayla baglantilari yoktur. Ögretmenler degil, gözetmenler tarafindan egitilirler. Spor ve sanata büyük önem veren gözetmenler, Hailsham ögrencilerine sürekli özel olduklarini hatirlatir ve bedenlerine çok iyi bakmalari gerektigini tekrarlar. Kazuo Ishiguro, yayimlandigi yil Time tarafindan Ingilizce yazilmis en iyi 100 roman listesine alinan Beni Asla Birakma'da, yikima götürecegini bile bile kendi kaderini kabullenenlere odaklanmis görünüyor.

  • Sahabe-i Kiram

    Sahabe-i Kiram

    İbn Hacer el-Askalani

    İbn Hacer el-Askalânî’nin kırk yılda yazdığı el-İsâbe fî temyizi’s-sahâbe İslam ilimler tarihinde sahabe bilgisi konusunda telif edilen kitapların zirvesidir. Gerek dayandığı kaynakların zenginliği ve gerekse izlediği özgün telif yöntemi esere haklı bir şöhret ve otorite kazandırmıştır. Eserde sahâbîlerin tam adı, soyu, kabilesi, aşireti, doğum ve ölüm tarihi belirtilmekte, kişilerin sahâbî olduğunu ortaya koyan yönleri çeşitli kaynaklardan bilgiler eşliğinde verilmekte ve nihayet bu zatların hadis ilmindeki yeri ve önemi ortaya konmaktadır. İsâbe ansiklopedik bir “Ashâb-ı Kirâm’da Kim Kimdir?” kitabıdır. Eser 4 ciltlik yeni neşriyle okurun istifadesine sunulmuştur.